Cinsel istismara uğramış çocuklarda ve ebeveynlerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Amerikan Ulusal Çocuk İstismarı ve İhmali Merkezi’nde yapılan tanıma göre cinsel istismar, yetişkin tarafından çocuğun cinsel bir dürtü olarak görmesi ve kullanılmasıdır. Çocuklara yönelik cinsel istismar günümüzde yaygın bir sorundur. Yapılan araştırmalar gözden geçirildiğinde, cinsel istismarın görülme sıklığının kızlarda %4- 62 erkeklerde %2- 35 olduğu saptanmıştır. Bu oranların gerçek oranlardan uzaklaşıldığı ve gerçek oranlara göre on kat daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Cinsel istismarın çok sayıda risk faktörlerinden söz edilir.
Tanı ve Değerlendirme
Cinsel istismarın belirleyicilerinden birkaçı karında ağrılar, rektal kanama, kronikleşen veya sıklıkla tekrarlanan idrar yolu enfeksiyonlarının dışında bazı somatik yakınmalar, davranış bozuklukları veya hamilelik sorunlarıyla karşı karşıya kalınabilir. Açıklanan sayılardan çok daha fazla cinsel istismarın görülmesi sebebiyle hekimlerin gece kâbusları, okul veya evden kaçma sorunları, gelişim düzeyleriyle tutarsız cinsel davranış sorunları karşısında uygun bir değerlendirmenin yapılması gereklidir. Ayrıca, vaginal-rektal kanama veya genital bölgelerde yabancı cisim, kondiloma akuminata, genital herpes, trikomoniasis, gonokokal vulvovaginit ve başka cinsel yolla bulaşan hastalığı olan çocukların da cinsel istismar açısından değerlendirilmesi gereklidir. Çocuğun verdiği öykü hekimler için bir yol gösterici ve en önemli tanı aracının olması da göz ardı edilmemelidir.
Klinik Özellikler
İstismara uğrayan çocukların hepsinde major psikopatoloji oluşması beklenmez. Cinsel istismara uğrayan çocukların neredeyse yarısı çok az semptom gösterebilir ya da hiç semptom göstermeyebilir. Fakat gözleme dayalı verilere bakıldığında hiç belirti göstermemiş çocukların %10-20’sinde 12-18 ay içinde birtakım sorunların baş gösterebileceği rapor edilmiştir.
Cinsel istismara uğramış çocukların klinik özelliklerine bakıldığında özellikle yaşla birlikte değişkenlik gösterebilir. Çocuk ve ergenlerde en sık rastlanan patolojik sorun travma sonrası stres bozukluğu ve depresyondur. Bununla birlikte bağlanma bozukluğu ve madde bağımlılığı sırayı devam ettirmektedir. Cinsel istismar, duygudurumlarda yaşanan dengesizlikler, anksiyete bozukluğu, depresyon, intihar düşünceleri ve kendine zarar verici davranışlar, yeme bozukluklarıyla oldukça ilişkilidir. Cinsel istismar yaşamış çocuklarda non-epileptik nöbetler diğer çocuklara oranla üç kat fazladır. Şiddetli cinsel istismar deneyimler genç yetişkinlikte daha ciddi dissosiyasyon semptomlarıyla karşılaşılabilir.
Araştırma
Şimşek ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, cinsel istismara uğramış çocuklarda ve ebeveynlerindeki TSSB’nin sıklığı ve şiddeti araştırılmıştır. Bunun yanında sosyal destek algısının cinsel bir travma sonucu psikopatoloji gelişimine etkisi değerlendirilmiştir.
Çalışmaya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Polikliniğine istismar sebebiyle başvuran 6- 17 yaş arasında 36 çocuk ve onların ebeveynleri katılmıştır. Kontrol grubunu oluşturan kişiler ise 54 çocuk ve ergen ile anne ve babaları oluşturmuştur.
Hasta ve kontrol grubundaki çocuklarda psikopatolojiler ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu klinik ölçekler ölçülmüş, çocuklarda görülen sosyal destekler de Sosyal Destek Değerlendirme Ölçeği uygulanmıştır. Ebeveynlerde görülen Travma Sonrası Stres Bozukluğu için ölçeklerin yetişkin versiyonları uygulanmıştır.
Araştırmanın sonucunda, cinsel istismar yaşamış olan çocukların %75’inin en az bir kez psikiyatrik tanısının olduğu ve bu yüzdenin kontrol grubundaki durumu ise %25 olarak bulunmuştur. Tanı olarak, Travma Sonrası Stres Bozukluğundan sonra en sık depresyon ve anksiyeteye rastlanmış. Ebeveynlere gelindiğinde, TSSB tanılı çocukların ebeveynlerinde Travma Sonrası Stres Bozukluğu görülme sıklığı kontrol grubunun ebeveynlerine göre oldukça fazla olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak cinsel istismara uğramış çocukların ve onların ebeveynlerinde daha fazla Travma Sonrası Stres Bozukluğu oranı saptanmıştır. Çalışmanın yazarları “Cinsel istismarı sonrası sadece çocuğun değerlendirilmesi yeterli değildir, ebeveynlerin de değerlendirilmeye alınması yararlı olacaktır.” ifadelerinde bulundular.
KAYNAK:
– Şimşek, Ş., Fettahoğlu, E. Ç., & Özatalay, E. (2011). Cinsel istismara uğramış çocuklarda ve ebeveynlerinde travma sonrası stres bozukluğu. Dicle Tıp Dergisi, 38(3), 318-324.
Bizi takip edin: