Hamilelik ve Psikiyatri
-Hamilelik sorunları ne zaman başlar?
Hamilelik süreci üçer aylık periyotlar halinde ele alınıyor. Bunlar “trimester” olarak isimlendiriliyor. Hamilelikle ilgili sorunlar, tıbbi anlamda ilk trimesterda başlıyor. Psikiyatrik bulgular da aynı döneme denk düşüyor.
-Hamilelik öncesinde yaşanan sorunların nedenleri nelerdir?
İlk çocuk için ve diğer çocuklar için genelde farklı sorunlar yaşanıyor. İlk çocuk söz konusu ise çocuğum olacak mı? sorusu problematik görünüyor. İkincisinde ise, eğer ilk çocuk kız ise, bu kez de kız mı olacak? Erkek mi? sorusunun sosyo-kültürel düzeyi düşük kesimde önemli bir mesele olduğunu görüyoruz.
– Hamilelik sorunlarının yaşanması bakımından erken gebelik ile geç yaşta oluşan hamilelik arasında ne gibi farklar vardır?
Erken gebelikte psikiyatrik sorunlara daha sık rastlanıyor. Özellikle de depresyona. Geç gebelik de ise obsesif nitelikte çocuğun sağlığı ile ilgili kaygılar ön plana çıkıyor.
– Uzun süre gebe kalamamış anne adaylarının hamilelikleri daha sorunlu oluyor mu?
O tür hamilelerde de obsesif özelliklere daha sık rastlıyoruz. Tabi, hamilelik için bir takım travmatize edici tıbbi girişimlere maruz kalmışlarsa post travmatik stres bozuklukları da ortaya çıkabiliyor.
– Hamilelik sırasında en çok nelere dikkat edilmeli?
Uyku bozuklukları, kendine bakamamak, intihar fikirleri gibi depresif bulguların ortaya çıkması halinde derhal psikiyatrik desteğe başvurmaları gerekir. Stresten mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekir.
– Hamilelik sırasında duygulanımda ne gibi değişiklikler olmaktadır?
Genelde depresif yönde değişmektedir.
– Hamilelik dönemindeki kişilerin daha hassas ve kırılgan olmalarının temel sebebi nedir?
Fetusun korunması için aşırı bir uyanıklık hali vardır. Bu durum tabi ki yorucu bir şeydir. Diğer yandan hormonal denge bozulmuş, ciddi fizyolojik zaaflar ortaya çıkmıştır. Hamile kadın kendine olan güvenini kolay yitirmektedir. Tüm bunlardan dolayı bir miktar paranoid hal ortaya çıkabilir.
– Hamilelik döneminde çevresinden özellikle de eşinden daha fazla anlayış ve destek görme isteğinin altında hangi duygular yatmaktadır?
Hamile kadın derinlemesine incelendiğinde bebeğin korunmasına programlanmıştır. Eşinden de öncelikle koruma görevinde kendisine yardımcı olmasını beklemektedir. Bu süreçte depresif eğilimlerinden de korunmak istemektedir. Zira, depresyonun bebeğe zarar verdiği yönünde içgüdüsel bir farkındalığa sahiptir. Dolayısıyla, eşlerinden duygu durumlarını yüksek tutmaları için özel bir görev üstlenmelerini beklemektedirler. Yani naz yapmamaktadırlar!
– Daha önceden devam eden psikiyatrik tedavileri olan hamilelerin durumu nedir?
Daha önce geçirilmiş depresif vb psikiyatrik epizotlar hamilelik sırasında tekrar alevlenebilmektedir.
– Antidepresan kullanan anne adayları neler yapmalıdır?
Derhal psikiyatristle temas kurmaları gerekir. Zira, özellikle de ilk üç ayda organların oluşumu sürecinde kullanılan antidepresanlar kalp vb organlarda bazen teratojenik etkiye sahiptir. Örneğin ender olsa da kalpte delikler ortaya çıkabilmektedir.
– Hangi psikiyatrik hastalıklar size göre hamileliğe engel teşkil eder?
Psikoz ciddi ve tartışmalı bir sorundur.
– Hamilelik döneminde yaşanan bazı sorunlar anne karnındaki çocuğu nasıl etkilemektedir?
Doğrudan etkilemektedir. Özellikle de stres hormonları, başta kortizol olmak üzere fetusun gelişimini derinden etkilemektedir. Erken doğum, gelişme geriliği, bir takım ciddi hastalıklara yatkınlık, istenmeyen kötü sonuçlardandır.
– Hamilelik sırasında grup terapileri çalışmalarının ne gibi yararları olduğunu düşünürsünüz?
Hamilelik sırasında ilaç tedavisi bir takım riskleri içermektedir. O nedenle psikoterapilere daha fazla önem verilmektedir. Bunlardan birisi de grup terapileridir. Özellikle eğitsel amaçlı grup terapileri hamilelikle ilgili bir takım önyargılara bağlı depresyonları ve anksiyete bozukluklarını engellemek açısından yararlıdır.
– Doğum sonlarında yaşanan ‘annelik hüznü’ nedir?
Normal sayılan kısa süreli bir depresif periyottur.
-Doğum sonrası depresyon her annede yaşanır mı?
Annelik hüznü dediğiniz tablonun dışına taşan ciddi major depresyon noktasına ulaşan olguların yüzdesi 15’lere ulaşmaktadır.
– Kendiliğinden geçen bir durum mu, yoksa tedavi gerektiriyor mu?
Pot partum depresyon tedaviyi gerektiren ciddi bir hastalıktır
– Bu tedavi sırasında süt verdiği için ilaç tedavisi nasıl olmaktadır?
İlaç tedavisinin bir hekim denetiminde uygulanması gerekir. Mümkünse ilaç yerine EKT veya TMU düşünülebilir.
-Terapi desteği de önemli değil mi burada?
Büyük önemi var. Özellikle de bireysel psikoterapinin yararlarını ortaya koyan çok sayıda araştırma vardır.
Bizi takip edin: