Hikikomori ve erken teşhisi
Japonca kökenli olan ve toplumdan izole şekilde yaşamanın, toplumsal geri çekilmenin kelime karşılığı olan Hikikomori, gün geçtikçe yaygınlaşan bir sorun olmaktadır.
Hikikomori nedir?
Hikikomori, Japonca kökenli bir terim olup münzevi bir yaşantı olarak adlandırmanın bile yeterli olmadığı bir patolojik yaşam tarzıdır ve toplumdan izole bir şekilde yaşama, toplumsal alanlardan geri çekilme olarak tanımlanabilir.
Hikikomori anketi (HQ-25) çalışmaları
Kyushu Üniversitesi araştırmacıları, durumu daha erken bir aşamada tespit etmek amacıyla yeni bir ‘Hikikomori Anketi’ geliştirdi.
Ön sonuçlar, izolasyonun hikikomori olmayan ve hikikomori öncesi bireyler arasında ayrım yapabilen olası bir faktör olduğunu ve yeni anketin erken teşhis ve tedavi için bir araç olarak olası doğrulamaları sağladığını gösteriyor.
Küresel ve karmaşık bir sorun
Hikikomori, bir bireyin altı aydan fazla bir süre boyunca neredeyse her gün toplumdan geri çekildiği ve evde kaldığı karmaşık bir patolojik durumdur. Japonya’ya özgü bir durum olarak değerlendiriliyor olsa da, hikikomori Asya’dan Avrupa ve Kuzey Amerika’ya kadar küresel bir sorun olarak görülmektedir.
Kyushu Üniversitesi Tıp Bilimleri Fakültesi’nden, yürütülen çalışmanın başyazarı Takahiro A. Kato, mevcut durumu “Hikikomori ilk olarak 1998’de tanımlandı. Durumu incelerken fiziksel, toplumsal ve psikolojik koşulların örtüşmesinden kaynaklanan çok karmaşık bir patoloji olduğunu bulduk” şeklinde açıklıyor.
“Artan uluslararası tanınırlığı, hikikomori’yi özellikle yıllarca süren COVID-19 salgınının hemen ardından birçok araştırmacının ve tıp uzmanının ilgi alanına soktu. Sadece bu yıl Hikikomori, DSM-5’in gözden geçirilmiş baskısında kabul edildi.”
Kato ve ekibi, 2013 yılında hikikomori yaşayan bireyler için dünyanın ilk ayakta tedavi kliniğini açana kadar hikikomori hastalarını değerlendirmek, belirlemek ve tedavi etmek için alınabilecek önlemler üzerinde çalışıyordu. 2018’de ekip tarafından ‘Hikikomori Anketi’ veya HQ-25, altı aydan sonra sosyal geri çekilme yaşayan bireylerin hikikomori belirtileri gösterip göstermediğini değerlendirmek için tasarlandı.
“Bu anket, hikikomori’li semptomatik bireyleri belirlememizi sağladı. Çalışmamız ilerledikçe, hikikomori’yi tespit etmeye ve potansiyel olarak önlemeye yardımcı olmak için semptomatik bireyleri daha erken bir aşamada değerlendirebilecek bir değerlendirme aracına ihtiyacımız olduğunu bulduk” diye devam ediyor Kato.
Nihon Üniversitesi ve Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi iş birliğiyle hazırlanan yeni Hikikomori Anketi veya HQ-25M, sosyalleşme, izolasyon ve duygusal desteğin üç alt faktörünü 0-4 arasında değerlendiren ve 4’ün “kesinlikle katılıyorum” anlamına geldiği toplam 25 sorudan oluşuyor.
Örneğin, ‘Başkalarının yanında kendimi rahatsız hissediyorum’ gibi sorular sosyalleşmeyi ölçerken, ‘önemli konuları tartışabileceğim çok az kişi var’ gibi sorular duygusal desteği ölçüyor.
Psychiatry and Clinical Neurosciences’ta bildirilen yeni anketin pilot testi 762 Japon bireyle gerçekleştirildi. Anket, katılımcıları hikikomori, hikikomori olmayan ve hikikomori öncesi şeklinde gruplara ayırmak için önce, bireyin bir önceki aydaki sosyal geri çekilme durumunu sordu. Ekip ayrıca, bireyin aynı ay içindeki psikolojik sıkıntısını değerlendiren bir anket de ekledi.
Kato, “Farklı kategori grupları arasındaki karşılaştırılabilir farklılıkları görmek için verileri analiz ettik” şeklinde açıklıyor. “Birden fazla model bize hikikomori gruplarının, hikikomori olmayan ve öncesi ile karşılaştırıldığında tüm ölçümlerde önemli ölçüde daha yüksek puanlar aldığını gösterdi.”
İlginç bir şekilde, hikikomori öncesi ve olmayan bireyler arasında, ölçülen üç alt faktörün tümü arasında, puanlarda anlamlı bir fark gösteren tek alt faktör izolasyon alt faktörüydü.
Henüz ön hazırlık aşamasında olan ekip, ilk bulgulardan memnun ve bunları anketlerini ve veri toplama işlemlerini geliştirmek için kullanmayı planlıyor.
Kato, çalışmalar ışığında son olarak şunları belirtiyor; “Bu ilk bulgular umut verici ve anketimizin hikikomori’nin erken tespiti için iyi bir araç olabileceğini gösteriyor. Yine de örneklem büyüklüğümüzü genişletmek ve çeşitlendirmek ve sorularımıza ince ayar yapmak için çalışmalıyız. Dahası, hikikomori patolojisi dünya çapında rapor edildiğinden, Japonya dışındaki araştırmacılar ve hastalarla çalışmalıyız.”
KAYNAKÇA:
– Toward Early Detection of the Pathological Social Withdrawal Syndrome Known as ‘Hikikomori’. Kyushu University
Bizi takip edin: