Kişilik bozukluğunun temeli nedir?

“Kişilik bozukluğunun temeli nedir?” derlerse, “Manipülasyon yapmalarıdır.” derim. Kısacası denklemleri insanlar üzerinden kurmak… Öyle bir insansanız, rakibinizi zaafa düşürür ve oyuncularınızın daha doğru ifadeyle adamlarınızın güçlü yönlerini pekiştirirsiniz, argo ifadeyle verirsiniz gazı, değil mi? Ne de güzel, ne de basit, ne de tatlı bir kurgu. Bu işin sonu, oyun çantada keklik enikonu. Gel gelelim “İnsanı ne kadar tanıyorsun?” demezler mi? Derler… Ya, adamların aslında seni talepleriyle ezmekteyse, ya zaaf içindeki rakipler birden bir araya geliverir ise? Ha, “İnsan nedir?” dediklerinde ne cevap verirsiniz oyun kurucu sizler? İngiltere’de ünlü bir üniversiteden mühendis diploması ile dönen bir “oyun kurucu” tanıdığım soruya şu cevabı vermişti muzaffer bir edayla; “İnsan mı? Basit! Bilinmeyen nesi kaldı ki?!” -“Yani!” dedim? “Yani” dedi. “Doktorluk da iş mi?”. “Allah düşürmesin” dedim içimden. Başka da bir şey söylemedim.

İşte bu noktaya getirir insanı zaferlerle dolu oyunları, kurgucunun.

Velev ki insan hakkında her şey biliniyor. Kal-u bela zamanından sonsuza, ya evrende olup bitenler? Haşa insan kendini Allah zannediverir de sonra…

İlahi ve aşkın güçten bihaber olanların işidir, insan üzerinden denklem kurmak! Denklemi o şekilde kurmak en azından kendiyle haşir neşir beyin fetişistlerinin işidir.

Oysaki düşünürseniz eğer, insanların zaafından yararlanmak en büyük adiliktir. İnsanların gücüne sığınıp ona yaslanmak ise insanı Tanrısallaştırmaktır ki, tek kelimeyle inanılması imkânsız bir iştir, şirktir.

Gel gelelim o yola bir kez girilince çıkış zordur vesselam. Tarihe bir göz atıverin dostlarım. Göreceğiniz şey insan üzerinden denklem kuranların hazin hikâyesinden ibarettir. Zira unutulan bir şey vardır, o da insan aslen Tanrısallıktan çok uzaktır.

Dilerim ki insanlar başkalarının zaafını kullanmaktan ziyade onun üstünü örtmeyi alışkanlık etsin. Dilerim insanın zayıf olduğu bilinsin. Ve hiç bir denklem insan üzerinden değil daha yüce ruhlar ve değerler üzerinden kurulsun.

Kim ister birilerinin oyuncağı olmayı, yer küreyi sevgiye boğmak dururken, az korku ama büyük ümitler korunurken…