Meme kanserinden kurtulanlar için ağlama terapisi
Meme kanseri, dünya genelinde %24,2’lik bir insidans ile kadınlarda en sık görülen kanser çeşididir. Aynı zamanda hayatta kalma oranı en yüksek (%90.0) kanserdir.
Cerrahi, kemoterapi, antihormon tedavisi ve radyoterapi gibi çeşitli tıbbi prosedürler, hayatta kalanların sayısının artmasına katkıda bulunuyor. Bununla birlikte, terapötik etkilerine rağmen, bu tedaviler strese neden olarak, hastaların artan kan basıncı (BP), anksiyete, düşük ruh hali ve immünosupresyon gibi çeşitli stres semptomları yaşamasına neden olur. Bu tepkiler tedavinin normal seyrine zarar verebileceğinden, stresi hafifletmek için etkili önlemleri belirlemek önemlidir.
Kanser hastalarının yaşadığı stres, semptomları şiddetlendirebilir ve yönetilmeyen sıkıntı, yaşam kaliteleri (QOL) üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Meme kanseri tedavisinin olumsuz etkileri ayrıca anksiyete, depresyon, öfke, yorgunluk ve enerji kaybı gibi duygudurum bozukluğu semptomlarını da içerir. Çoğu zaman, bu semptomlar tedavinin bitiminden sonra da devam eder ve yaşam kalitesini bozmaya devam edebilir. Bu nedenle meme kanserli hastalarda yaşam kalitesini iyileştirmek için müdahalelerin sadece fiziksel sağlığı değil aynı zamanda olumsuz psikolojik semptomları da azaltması önemlidir.
Stres Bağışıklığı Nasıl Etkiler?
Meme kanserinden kurtulanların yaşadığı fizyolojik bir semptom olan stres, nöral ve endokrinolojik yollarla sağlık üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Stres hormonu kortizol, adrenal korteks tarafından salgılanır. T lenfositler ve doğal öldürücü hücreler yoluyla metabolizmayı ve sitotoksisiteyi baskılayarak bağışıklık yanıtlarını etkiler; bu nedenle, yüksek stres seviyeleri, artan kortizol seviyeleri ile ilişkilidir. İnsanlar kronik stres yaşadığında, bağışıklık sistemi baskılanır ve immünoglobulin üretimi azalır. Spesifik olarak, immünoglobulin G (IgG), bakteriler, virüsler ve toksinler dahil olmak üzere çeşitli patojenlere karşı bağışıklıktan sorumludur ve ikincil bağışıklık tepkilerinde önemli bir rol oynar. IgG, kronik stres yaşayan meme kanserli hastalarda hastalık seyrini tahmin etmek ve tedaviye yanıtları izlemek için önemli bir biyobelirteçtir. Meme kanserinden kurtulanlar uzun süreli strese maruz kaldıklarında, immünoglobulin üretimi azalır ve antikor yanıtlarını sınırlar, bu da hayatta kalma ve iyileşme oranlarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle stresi azaltmak için müdahaleler uygulamak, böylece immünoglobulin üretimini artırmak gereklidir.
Ağlama Terapisi
Ağlama terapisinin son zamanlarda stresi azaltmak ve bağışıklık sisteminin işleyişini iyileştirmek için etkili olduğu bildirilmiştir. Diğer terapötik müdahalelere ek olarak ağlamak fiziksel ve duygusal stresi azaltmak için kullanır. Özellikle ağlamak, kendini ifade etmeyi, kendini ve başkalarını affetmeyi, kişiyi engelleyen şeylerden kurtulmayı, iç huzuru ve hayattaki küçük şeyler için şükran duymayı kolaylaştırır. Önceki çalışmalar, ağlamanın; kan dolaşımını, solunum hızını ve oksijen kullanımını artırmak için sempatik sinir sistemini uyardığını, bağışıklık sistemi aktivitesini arttırdığını, endorfin, enkefalin ve serotonin gibi nörotransmitterlerin salgılanmasını arttırarak stres ve ağrıyı azalttığını bulmuştur. Ek olarak, ağlama, hasta ve aile üyeleri tarafından stres yönetimi için kullanıldığında, katarsis ve duygusal iyileşmeyi teşvik eder, endorfin salgılanmasını uyararak ruh halini iyileştirir, ağrıyı hafifletir ve duygusal iyilik hali üzerinde olumlu etkiler yaratır.
Önceki çalışmalar, ağlamanın bireylerin fiziksel ve duygusal olarak stresli durumlara uyum sağlamasına yardımcı olduğunu, terapötik ilişkileri güçlendirdiğini ve tedavi sürecini geliştirdiğini bildirmiştir. Şu anda Hollanda’da ağlama terapisi psikologlar tarafından terminal kanser, şiddetli ağrıya neden olan hastalıklar ve zihinsel sağlık sorunları olan hastalar için kullanılmaktadır.
Meme kanserinden kurtulanlarda ağlama terapisinin duygusal ve fizyolojik etkilerini test etmek için bir araştırma programlanmıştır. Meme kanserinden kurtulmuş 27 katılımcıyla yapılan çalışmada hastalara uzmanlar tarafından üç aşamalı ağlama terapisi uygulanmıştır. Terapi öncesi ve sonrasında hastaların duygusal (sıkıntı, tükenmişlik, ruh hali) ve fiziksel (kortizol seviyesi, serum IgG/ Bağışıklık sistemi aktivitesi, kan basıncı/tansiyon) durumları ölçülmüştür.
Ağlama Terapisinin Etkileri
Sonuçlar, ağlama terapisinin meme kanserinden kurtulanlar için klinik uygulamasını destekleyen kanıtlar sağladı. Müdahale öncesi ve sonrası ölçülen sıkıntı seviyelerinde önemli düşüşler oldu; hastaların ruh hali (depresyon, öfke ve kaygı düzeyleri) programdan sonra önemli ölçüde azaldı. Tükenmişlik seviyeleri ağlama terapisi programından sonra önemli ölçüde olmasa da biraz azaldı.
Bu çalışmada, katılımcıların müdahale öncesi kortizol seviyeleri normal aralıkta olduğu için ağlama tedavisinin neden olduğu kortizol seviyelerinde anlamlı bir azalma olmadı. İkinci fizyolojik değişken olan IgG’nin analizi müdahale öncesi ile karşılaştırıldığında müdahale ortası ve sonrası testlerde bağışıklık sistemi aktivitesinde önemli artışlar olduğunu ortaya çıkardı. Son olarak, ağlama tedavisinin BP üzerindeki fizyolojik etkileri analiz edildiğinde, müdahale öncesi teste kıyasla müdahale ortası testinde önemli ölçüde arttı ve ardından müdahale sonrası testte azaldı.
Bu sonuçlar, gözyaşları yoluyla strese neden olan hormonların salınımının duygusal stresi azaltmada etkili olduğu bulgusunu desteklemektedir. Meme kanserinden kurtulan kadınlarda ağlama terapisinin stres düzeylerini, ruh halini ve bağışıklık sistemi aktivitesini iyileştirmede etkili olduğunu doğrulamıştır.
KAYNAK:
– Byun, H. S., Hwang, H., & Kim, G. D. (2020). Crying therapy intervention for breast cancer survivors: development and effects. International Journal of Environmental Research and Public Health, 17(13), 4911.
Bizi takip edin: