Obsesif Kompulsif Bozuklukta nöromodülasyon uygulamaları
Obsesif-kompulsif davranışlar, dünya genelinde milyonlarca insanın yaşam kalitesini etkileyen karmaşık bir sorundur. Bu davranışların arkasındaki nörobiyolojik mekanizmaları anlamak ve etkili tedavi yöntemleri geliştirmek, bilim insanları için öncelikli bir hedef olmaya devam etmektedir. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, bu hedefe yönelik umut vadeden bir yaklaşımı ortaya koymakta: Yüksek frekanslı nöromodülasyon.
Yapılan araştırmada, obsesif-kompulsif davranışların beynin ödül-öğrenme süreçlerinde yer alan orbitofrontal korteks ve ventral striatum arasındaki iletişimdeki düzensizliklerle ilişkili olduğu belirtilmektedir. Bu bölgelerdeki sinirsel aktivite, beta-gama frekans aralığında ritmik bir şekilde gerçekleşmektedir. Ancak bu ritimlerin anormal çalışması, ödül odaklı öğrenmenin bozulmasına ve maladaptif alışkanlıkların oluşmasına neden olabilmektedir.
Boston Üniversitesi’nde gerçekleştirilen çalışmada, katılımcıların bireysel beta-gama frekanslarına göre kişiselleştirilmiş bir transkraniyal akım stimülasyonu (tACS) uygulandı. Bu yöntem, beynin doğal ritmini hedef alarak sinirsel aktiviteleri yeniden düzenlemeyi amaçlıyor. Çalışmanın sonuçları, bu yöntemin obsesif-kompulsif davranışları önemli ölçüde azalttığını ve bu etkinin üç aya kadar devam edebildiğini göstermektedir.
Ayrıca, nöromodülasyonun ödül bazlı öğrenme üzerinde de doğrudan bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Bu süreçte, katılımcıların karar alma davranışlarında daha fazla keşif yapma eğiliminde oldukları, yani alışkanlıklarının ötesine geçerek yeni olasılıkları değerlendirdikleri görülmüştür. Bu bulgu, yöntemin sadece semptomları iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda beynin öğrenme mekanizmalarını da optimize edebileceğini ortaya koymaktadır.
Sonuçlar doğrultusunda denilebilir ki nörobilimde ritmik aktivitenin önemine dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi durumların tedavisinde yeni bir yol olarak nöromodülasyon uygulamaları (Derin TMS, tACS, tDCS, DBS vs.) düşünülebilir. Bu tür bireyselleştirilmiş nöromodülasyon tekniklerinin, diğer nöropsikiyatrik bozuklukların tedavisinde de kullanılabileceği düşünülmekle beraber bu çalışmada kullanılan yöntemin klinik uygulamalara taşınması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu görülmektedir.
Bu çalışma, beyin ritimlerinin davranışlarımız üzerindeki derin etkilerini anlamamıza katkı sağlarken, nöroteknolojinin kişiye özel tedavilerde nasıl bir potansiyele sahip olduğunu da göstermektedir.
KAYNAKÇA:
– Grover, S., Nguyen, J.A., Viswanathan, V. et al. High-frequency neuromodulation improves obsessive–compulsive behavior. Nat Med 27, 232–238 (2021). DOI: 10.1038/s41591-020-01173-w
Bizi takip edin: