OKB’de Yönetici İşlevler ve İçgörü: Karşılaştırmalı Bir Çalışma
Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan hastaların yaklaşık %25 ila 30’u tedaviye yanıt vermez. Bilişsel-davranışçı psikoterapi vakaların %20’sinde, seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) %40’ında etkisiz kalmaktadır. Bu hastalar uzun hastalık süresine ve kötü prognoza sahiptir.
Bu düşük başarı oranlarını üç faktör açıklayabilir: komorbidite, semptomların yoğunluğu ve içgörü. Bu terapötik direnci anlamak için yapılan araştırmaların ardından potansiyel bir açıklama olarak içgörü bulunmuştur. OKB hastalarının yaklaşık %15-36’sında içgörü zayıftır. Bu durum içgörüyü OKB’de gelecekteki araştırmalar için en umut verici konulardan biri haline getirir. Bu nedenle, içgörüsü zayıf olan OKB hastalarını karakterize etmek önemlidir.
Zayıf içgörü birçok farklı faktörle ilişkilendirilmiştir: daha düşük eğitim seviyeleri, daha erken hastalık başlangıç yaşı, uzun hastalık süresi, kronik gelişim ve ailede OKB öyküsü en çok üzerinde durulan faktörlerdir. Ayrıca daha şiddetli semptomlar ve daha büyük bir psikiyatrik komorbidite ile ilişkilendirilmiştir.
Yürütücü İşlevler
Yürütücü işlevler, frontal lobların bölgelerini içeren bir sinir ağı tarafından desteklenir. Yürütücü işlev, Uluslararası Nöropsikoloji Derneği‘nin tanımına göre; belirli bir amaca yönelik karmaşık davranışları gerçekleştirmek için gerekli olan, farklı taleplere ve çevresel değişikliklere uyum sağlama kapasitemizi belirleyen bir dizi işlev veya bilişsel becerilerin tamamıdır. Yürütücü işlevler, stratejik çalışma belleği, bilişsel esneklik, davranışın bilişsel kontrolü, planlama ve problem çözme gibi çok çeşitli bilişsel süreçleri içerir; dikkat, öngörme yeteneği, hedeflerin oluşturulması, faaliyetlerin sıralanması, öz düzenleme ve inisiyatif, soyutlama vb.
OKB hastalarının nöropsikolojik ve bilişsel özelliklerine odaklanan az sayıda çalışma vardır. Bu boşluğu doldurmaya yardımcı olmak için, iyi içgörüsü olan ve zayıf içgörüsü olan OKB hastaları iki gruba ayırılmış, iki gurubun farklı bir nöropsikolojik profile sahip olup olmadığı ölçekler aracılığıyla anlaşılmaya çalışılmıştır (Yale-Brown Obsesif-Kompulsif Ölçeği Y-BOCS, Brown İnançların Değerlendirilmesi Ölçeği, BABS Rey’s figür testi, California sözel öğrenme testi-CVLT, Toulouse-Piéron testi, Wisconsin Kart Eşleştirme Testi-WKET, İz Sürme Testi- TMT). Elde edilen sonuçlar eşleştirilmiş bir kontrol grubunun sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır:
%95 anlamlılık düzeyine sahip istatistiksel analiz, yürütücü işlev testlerinde ve özellikle WKET ve iz sürme testinde (TMT) farklılıklar ortaya koydu. İçgörüsü zayıf olan OKB hastaları iz sürme testinde (TMT) ve İşitsel-Sözel Öğrenme Testinde daha iyi içgörüye sahip gruba göre daha kötü sonuç aldılar.
Zayıf içgörüsü olan hastaların daha kötü performansı henüz kesin olarak açıklanmamasına rağmen, belirli bilişsel eksikliklerle ilgili daha kötü performansları için üç neden ileri sürülmüştür: 1) İnanç sistemleri ile dışarıdan gelen uyaranlar arasındaki çatışmalar uyara-tepki ketleme işlevini engelleyebilir. 2) hafıza bozuklukları, inanç sistemlerini yeterince düzeltmelerini engelleyebilir; 3) sözel akıcılık bozuklukları önceden var olan anılara erişimi zorlaştırabilir.
Bu farklılıklar, içgörüsü zayıf olan hastaların nöropsikolojik profilinin, iyi içgörüye sahip olan hastalardan farklı olduğunu ve içgörüde yönetici işlevlerini rolünü vurgulamaktadır.
KAYNAK:
– Manarte, L., Andrade, A. R., do Rosário, L., Sampaio, D., Figueira, M. L., Morgado, P., & Sahakian, B. J. (2021). Executive functions and insight in OCD: a comparative study. BMC psychiatry, 21(1), 1-11.
Bizi takip edin: