Sapla Saman Karışınca

Boynu bükük yaşlı adam onurlu bir duruşla anlatıyordu. Ama gözlerindeki yalvarışı saklayamıyordu.

İki çocuğu vardı. Büyük olan erkek, iki yaş küçük olan ise kızdı… Evliydi. Her iki çocuğu da hastaydı. Yine garip şekilde, neredeyse her ikisi de aynı günde hastalanmışlardı.

Hekim çocuklarla ilgili bilgileri almış ve sonuçta her iki çocuğun da şizofren olduğu anlaşılmıştı.

İkinci seans bir ay sonrası için planlanmıştı. Gittiler. Tekrar geldiklerinde baba yoktu.

İntihar etmişti! Ölmüştü… Bıraktığı mektubun satır aralarında bir yerde her iki çocuğun da sağlığını bizim hekime teslim ettiğini ifade edecekti.

Doktor, duygusal bir insandı. Haliyle, olayın ruh dünyasında yarattığı etki büyük olacaktı.

O seansa, iki çocuk tek başlarına gelmişlerdi. Erkek olan görece daha iyiydi. İletişime daha açıktı.

Babaları hakkında anlatmak isterler miydi? Bilmiyordu. Ama büyük olan şaşılacak bir hevesle anlatmaya koyulmuştu bile…

Dede ve nineleri Doğu Anadolu’nun ücra bir köyünden göç etmişlerdi. Babaları o yıllarda daha çocuktu. İki evladına zaman zaman o yılları anlatırdı. Mesela, İstanbul’a yola çıkarken yapılan yatak-yorgan denklerini falan iyi hatırladığını söylerdi. Yine anlattığına göre; anne ve babasının sessiz korkuları onu etkilerdi. Öyle ki, İstanbul’la ilgili çocuksu hayallerine ket vurmaktaydılar. Hayal bile kuramıyordu. Yoksul insanlardı. Yirmi saatten uzun süren bir tren yolculuğu ile Haydarpaşa garına geldikleri anda elinde kalan bir iki kırık oyuncaktan başka çocukluğuna dair en ufak bir ipucu bile kalmayacaktı. O anda büyüyecekti Büyümek zorunda kalacaktı.

Kentin varoş denilen kenar mahallelerinden birine yerleştiler. Cam yerine naylon gerili, tek odalı bir evdi.

Çalışma hayatı acımasızdı. Bakkal çıraklığı, berber yamaklığı, pazar yerlerinde küfe taşımacılığı ve daha nice işler yapacaktı.

Okul mu? İlkokulu ancak bitirebilecekti…

Tüm bu yaşananlarla, adam İstanbul’un kurdu olacaktı.

Sonunda müteahhit olup voleyi vuracaktı. Ancak ne çocuklar ne de dünyanın en saf insanı olan anneleri zenginliğin sırrını bilemeyeceklerdi. Adam o kadar çok paraya sahip olacaktı ki, bir deste doları ateşe verip sigarasını yakacak kadar ileri gidebilecekti.

Müsrifti ama bonkör bilinirdi. Ancak onu, Türk filmlerinden iyi bilinen, klasik bir son bekliyordu. Kendi ifadesine göre “İstanbul’un puştu olmuştu ama İstanbul da az orospu değildi.”

Sık gittiği bir pavyonda çalışan, çocukların adını bile bilmedikleri bir kadın varını yoğunu tüketecekti. Geriye sadece küçük bir apartman dairesi kalacaktı. Onu da sanki Allah koruyacaktı. Kadın paralar suyunu çekti zannedip ani bir hamle ile tornistan etmese kalan ev de satılacaktı. Ve ailecek sokaklara döküleceklerdi…

Bu arada oğlu Üniversite seçme sınavlarında ilk yüze girecekti. Kızı da ondan aşağı kalmayacaktı.

Çocukların ikisinin de ilk psikotik atakları üniversite yıllarında olacaktı. Olay, tam da babanın her şeyi tükettiği sıralara denk düşecekti….

Doktor yaşlı adamı bir defa görmüştü. Kendisine verilen görev doğrusu bu kadarcık bir ilişkiye sığmayacak kadar büyüktü.

Her iki çocuğa da evlatları gibi sahip çıkmaya karar vermişti. Evine çağırmış, harçlık vermek istemiş, ücretsiz muayenelerini ve tedavilerini düzenlemiş, en yakın çevresine sokmaya çalışmış, onlar için iyi olacağını düşündüğü daha neler neler yapmıştı.

Ama yaptığı şeylerin ne kitapta, ne de bilimsel anlayışta yeri yoktu ki…

Tabi sonunda olacak oldu ve çocukların her ikisi de hekimi dost değil tam tersine düşman bildiler. Doktor mesleğini icra edemez haldeydi. Verdiği ilaçları reddediyorlardı. Teşhisi inkâr etmekteydiler. Sonunda ciddi bir atak daha geçirdiler. Hezeyan ve halüsinasyonları tavan yapmıştı. Dünyada güvenebilecekleri tek insan yine birbirleriydi. En büyük düşman ise doktordu. O güne dek yaptıkları tamamen sahte birer tezgâhtan öte amaç taşımamaktaydı.

Koyduğu teşhis, verdiği ilaçlar ve hastaneye yatırmalara bakılırsa doktor kesinlikle dost falan değildi.

Son görüşmelerinde, kız doktora “Allah senin belanı versin!” diyecekti. Erkek olan ise “Hasta olan sensin. Bize dayadığın ilaçları mutlaka sen kullanmalısın!” diyerek diyaloğu tümden ve aniden keseceklerdi.

Doktor nerede hata yapmıştı?

Anlaşılan bu psikiyatri, sapla samanı karıştırmaya hiç gelmeyecekti. Acaba sempati ve empati denilen iki şeyin farkı bu öyküde bir yerlerde gizli miydi. Türkçesi olmayan bu iki hal hakkında doktor kara kara düşünedurmaktaydı…

    formu doldurun, biz sizi arayalım

    Veri Sorumlusu: Prof. Dr. Kemal Arıkan
    Adres: Halaskargazi Cad. No: 103, Gün Apt, Daire: 4B, 34371 Osmanbey/İstanbul
    E-posta: info@kemalarikan.com

    Paylaşmış olduğunuz kişisel ve özel nitelikli kişisel verileriniz, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) uygun olarak ve Tıp mevzuatı kapsamında yerine getirmiş olduğumuz hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmektedir. Danışanlarımız için hazırlanan Danışan KVKK aydınlatma Metnini ayrıca okuyunuz.

    Kişisel Verilerinizin Toplanması Usulü ve Hukuki Sebebi

    Kişisel verileriniz elektronik ortamda toplanmaktadır. Web sitemizdeki randevu alın kısmında form doldurduğunuzda da burada amaçla bağlantılı veri toplama faaliyeti yapılmış olacaktır.  Web sitemiz ve randevu Formunun bağlı olduğu e-posta yurt içi sunucularda barındırılmaktadır.

    Kişisel verileriniz; web sitesi üzerinden internet erişimleri 5651 sayılı kanun kapsamında log kaydı (ip adresi ve zaman damgası, trafik bilgileri, cihaz bilgisi, hangi sayfada ne kadar süre kaldığı vb.) domain-Server sağlayıcı tarafından tutulabilir. Web sitemizde reklam amaçlı çerezler kullanılmamaktadır. Çerezleri kapatma yöntemi politikada belirtilmektedir. Web sitesi adres, iletişim, hizmet sunulan alanlar hakkında bilgi verilmesi amacı ile uygulamaya konulmuştur.

    Kişisel verilerinizin işlenmesinin hukuki sebepleri;
    – 5651 sayılı Kanun
    – Meşru menfaat

    Kişisel Verilerinizin İşlenmesi Amacı

    Kişisel verileriniz KVKK 4/2 maddesinde belirtilen ilkeler dikkate alınarak, Sağlık ile ilgili mevzuat çerçevesinde öngörülen faaliyet çerçevesinde; sağlanan hizmetlerden yararlanabilmenizi ve hizmetlerimizin tanıtımını temin edebilmek, mevzuatın getirdiği saklama yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve diğer yükümlülüklere uymak amaçlarıyla işlenecektir.

    Kişisel verileriniz mevzuatta belirtilen süreler, mevzuatta düzenleme olmaması halinde meşru menfaat uygulamalarına bağlı olarak amaçla orantılı süre boyunca saklandıktan sonra dijital olanlar geri dönüşümsüz olarak silinme yoluyla imha edilmektedir. İlgili kişinin silme talebi halinde, mevzuata aykırı olmamak şartı ile derhal yerine getirilmektedir.

    Kişisel verileri saklanması ve imha politikamızda saklama süreleri detaylı olarak planlanmıştır. 5651 sayılı Kanuna göre trafik kayıtları en az 1 yıl tutulması gerekmektedir. Uygulamamızda 1 yıllık süreye uyulmaktadır.

    Kişisel Verilerinizin Aktarılması

    Kişisel verileriniz prensip olarak yurt dışına aktarılmamaktadır. Ancak web sitemizden sosyal medya hesaplarına (Instagram, Facebook, Twitter, Youtube) yönlendiğinizde web sitemizden ayrılmış ve yurt dışından sunulan bu hesaplara geçiş yapmış olacağınız bilinmelidir.

    Web sitemiz yurtiçinden sunulduğundan bu kapsamda alınan verileriniz yurtdışına aktarılmamaktadır. Aynı şekilde web sitemizde yer alan randevu formunun düştüğü mail adresi yurtiçinden sunulması sebebiyle formda yer alan kişisel verileriniz yurtdışına aktarılmamaktadır.

    Kişisel Verileriniz, yukarıda belirtilen amaçlara, KVKK ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak, yurtiçinde bulunan Turhost (veri işleyen) sunucularında barındırılmaktadır.

    Kişisel Verisi İşlenen İlgili Kişi Olarak Haklarınız

    KVKK 11. Maddesi ve yürürlükte bulunan diğer mevzuat çerçevesinde;
    Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,

    • Kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
    • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
    • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
    • Kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
    • KVKK mevzuatında öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
    • Eksik veya yanlış verilerin düzeltilmesi ile kişisel verilerinizin silinmesi veya yok edilmesini talep ettiğinizde, bu durumun kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
    • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
    • Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde bu zararın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.

    Taleplerinizi Öne Sürerken Uyulması Gereken Usul ve Esaslar

    Kişisel verinin konusu olan siz ilgili kişi olarak yukarıda belirtilen haklarınızı, kullanmayı talep ettiğiniz hakka ilişkin açıklamalarınızı içeren yazılı veya Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun belirlediği diğer yöntemlerle, başvuruda talep ettiğiniz hususun açık ve anlaşılır şekilde

    Yukarda sunulan adrese ıslak imzalı olarak posta yolu ile, elden veya bizde kayıtlı olan e-posta hesabınızdan gönderebilirsiniz.

    Müracaatınıza esas teşkil eden hususların şahsınız ile ilgili olması, müracaatınızda kimlik ve adres bilgilerinizin bulunması gerekecektir. Kimlik doğrulaması bizde bulunan bilginizle sınırlı olarak yapılacaktır. Başkası adına müracaatta bulunacak iseniz; özel yetki içerir vekaletname ile başvurmanız gerekmektedir. Başvuru için özel bir format olmamakla birlikte web sitemizde bulunan başvuru formunu kullanabilirsiniz, talebinizin net bir şekilde yazılması net bir cevap verilmesini sağlayacaktır.

    Bizi takip edin:

    Güncel Yazılar

    Haberler