Şizofreni Hastalığında P300 Bulguları
Genel Anlamda Şizofreni
Şizofreni insanlara acı veren zorlayıcı, kompleks ve ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. Şizofreninin semptomları hastalar arasında değişiklik göstermekle beraber psikososyal işlevsellikte bozulmalar, dizorganize davranışlar, varsanılar, sanrılar, düzensiz duygulanımlar bu semptomlar arasında görülmektedir. Karşılaşılan vakalarda çoğunlukla hastalık sinsi bir karakterde ilerlemektedir. Yukarıda bahsi geçen semptomlar bir anda değil yavaş yavaş ortaya çıkmaktadırlar. Hastalığın yaşam boyu prevelansı %1 iken başlangıcı genel olarak erkeklerde daha erken görülmekle birlikte geç ergenlik/erken erişkinlik dönemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şizofreni Nasıl Bir Hastalık?
Şizofreni ne yalnızca biyoloji, ne yalnızca psikogelişimsel süreç, ne de yalnızca sosyal çevre ile ilişkilendirilebilecek kadar basit bir hastalıktır. Belirtildiği üzere kişiden kişiye ortaya çıkış sebepleri değişmekle beraber şizofreni hastalığı için biyopsikososyal bir hastalıktır demek en uygun ifadeyi karşılayacaktır.
Şizofreni ve Beyin İlişkisi
Şizofrenisi olan kişilerin semptomları ile beyinlerindeki işlevsel değişiklikler ciddi şekilde ilişkili görünmektedir. Gelişen beyin görüntüleme sistemleri belirli beyin bölgelerinin fonksiyonel bozukluklarını ortaya çıkarmakta ilerleme sağlanmasına olanak sunmuştur. Yine de tam anlamıyla hastalığın temel nöropatolojisinin ortaya çıkarılabildiğini söylemek zordur. Şizofrenide görülen ve yazının başlangıcında belirtilen her bir semptom için fonksiyonel beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak şizofreni olmayan normal kontrollerle şizofreni olan kişiler arasında beynin spresifik bölgelerinde işlevsel değişiklikler gözlenmiştir.
Şizofreni ve Dopamin İlişkisi
1960’lı yıllara doğru yapılan çalışmalar ışığında şizofreni etiyolojisi ile ilgili en çok karşılaşılan teoriler ve bulgular dopaminerjik beyin yolakları ile ilişkili hale gelmiştir. Aynı dönem içerisinde dopamini azaltan ilaçların psikotik semptomları azaltırken, dopamini artıran ilaçların ise semptomları arttırdığı gözlemlenmiştir.
Şizofreni ve P300
Şizofreni şimdiye dek görüldüğü üzere biyopsikososyal bir hastalık olmasının yanı sıra beyin ve beyinde bulunan yolaklar ile ciddi ilişkisi olan bir hastalıktır. Gelişen beyin işlevlerini izleme ve takip etme yöntemlerinden biri olan EEG bizlere beynin fonksiyonel anlamda ne seviyede olduğunu, bir bozulmanın olup olmadığını değerlendirme fırsatı sunmaktadır. Kabaca beynin değişik uyaranlara nasıl tepki verdiğinin EEG aracılığı ile incelenmesinde en yaygın olarak tercih edilen P300’de diğer psikiyatrik hastalıkların yanı sıra şizofrenide de genlik ve latanslarda değişiklikler gözlenmektedir.
Şizofreni hastaları ile yapılan pek çok çalışmada P300 genliğinde azalma ve latansda da uzama olduğu araştırmacılar tarafından bildirilmiştir. P300 şizofreni hastalığının tanısında bir belirteç olması özelliğinin yanı sıra hastalığın ilerleyici dejeneratif seyrine duyarlı olunabilmesi adına da bizlere veriler sunmaktadır. Ayrıca ilginç bir şekilde şizofrenili kişilerin ikizleri ve yakın akrabaları ile yapılan çalışmalarda bu kişilerin de P300 genliği düşük bulunmuş ve bu düşük P300 genliğinin hastalığın geçişini saptama anlamında elverişli olduğu belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere şizofreni hastalarının P300 değişimleri hastalığın başlangıç, tedavi ve takip süreçlerinde bizlere yol göstericilik anlamında önemli bir endofenotip olma özelliğini taşımaktadır.
Bizi takip edin: