TMS’in Depresyonda Uygulanması
Majör depresyon duygusal, davranışsal ve kognitif işlev bozukluğu ile karakterize bir duygudurum bozukluğudur. Ailesinde depresyon geçmişi olan bireyler depresyona yakalanma riskine daha fazla sahiptir. Ayrıca inme, kalp krizi, Parkinson hastalığı, kanser ve hormonal hastalıkları olan kişiler depresyon risk grubunda bulunmaktadır.
Bir yakının kaybı, ilişkide yaşanan problemler, mali sıkıntılar gibi kişinin hayatını etkileyen ani değişimler de depresyona neden olabilmektedir. Majör depresyon Amerika’da 16.1 milyon kişiyi etkileyen tıbbi bir hastalıktır. Türkiye Sağlık Araştırmasının raporuna göre depresyon 15 yaş ve üstü bireyler arasında %11 görülme oranıyla en çok görülen hastalıkların arasında yer almaktadır.(http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18854). Bu nedenle depresyonun tedavisi büyük önem kazanmaktadır.
Depresyonun tedavisi öncelikle psikoterapi ve antidepresan ilaçların birlikte uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Fakat antidepresan ilaçlar hemen her hastada etkisini göstermeyebilir. Bir çok hasta ilaçların istenmeyen yan etkisinden şikayetçi olmaktadır. Bu durumda alternatif tedavi için TMS (Transcranial magnetic stimulation) cihazı öne çıkmaktadır. TMS beyinde duygudurumunu kontrol eden bölgedeki sinir hücrelerini, oluşturduğu manyetik alan etkisiyle uyarmaktadır. TMS cihazı 2008 yılında Amerikada FDA (food and drug administiration) tarafından farmakolojik denemede başarısız olmuş ilaca dirençli unipolar depresyon hastalarının tedavisi için onay almıştır (Rossi, 2008).
Kliniğimizde r-TMS ve Derin TMS olmak üzere iki tip TMS cihazı bulunmaktadır. Derin TMS hakkında ayrıntılı bilgi için Derin TMS sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
TMS’in depresyonda uygulanması
Depresyondaki işlevsel nörogörüntüleme çalışmaları genellikle sol prefrontal korteks aktivitesinde düşüşe işaret etmektedir. Yüksek frekans TMS tedavisinde beyindeki sol dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) bölgesinin aktivasyonunu artırmak hedeflenir.
Depresyon için uygulanan standart parametreler 10 Hz frekansında 4 saniyelik vurulardır. İki vuru arasında 26 saniyelik zaman dilimi (duraksama) vardır ve bir seansta 3000 vuru yapılmaktadır. Uyarımın yoğunluğu kişinin motor eşiğine göre belirlenmektedir ( Motor eşiğin %120’si ).Her seans toplamda 37 dakika sürmektedir.
TMS haftanın her günü, toplamda en az 10 seans uygulanabilmektedir. Semptomlar geri dönerse tedavi yenilenebilir. Bu açıdan bir risk taşımamaktadır. Örneğin yurtdışında yapılan bir çalışmada 12 aydan fazla bir süre 70 seans alan bir hastada herhangi bir yan etkiye rastlanmamıştır. (Di Lazzaro, 2009). Fakat hastaların bir kısmı baş ağrısı ve boyun ağrısından şikâyetçi olabilmektedir ve bu etkiler geçicidir. Uyarım süresince sabit bir şekilde oturmak ve başı sabit pozisyonda tutmak hastalardaki bu şikâyete neden olabilir.
TMS tedavisi alan hastaların depresyon skorları karşılaştırıldığında uygulama süresi arttıkça TMS’in etkisi de artmaktadır. 6 hafta boyunca uygulanan TMS tedavisinin 2 haftalık uygulamaya göre daha etkili olduğu gösterilmiştir. (http://www.jove.com/details.php?id=2345)
TMS tedavisinin hedef bölgesi olan sol DLPFC bölgesi aynı zamanda kognitif becerilerle ilişkili bir bölgedir. Yapılan kontrollü TMS çalışmalarının çoğu bir ya da birden fazla kognitif becerilerde gelişme göstermişlerdir. Fakat her tedavide olduğu gibi TMS’in etkisi kişiden kişiye değişebilir. Genetik etkenler ya da hastanın durumu bu farklılıklara neden olabilir. Çalışmalar TMS tedavisinin hastaların %60’ında etkili olduğunu göstermektedir.
Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte geliştirilen TMS cihazları psikiyatrik hastalıkların tedavisinde ilaç ve psikoterapiye alternatif olmaktadır. Etkinliği şu an için sadece depresyonun tedavisinde kabul edilmiş olsa da yapılan çalışmalar diğer psikiyatrik hastalıkların tedavisinde TMS’in gelecek vaat eden bir cihaz olacağını göstermektedir.
Bizi takip edin: